Son aylarda nereye baksak, motorlu kuryelerle araç sürücüleri arasında yaşanan tartışma ve kavgaları görüyoruz. Sosyal medyada düşen videolar, haberlerde çıkan manşetler… Kimi yerde aynası kırılan sürücü kuryeyi darp ediyor, kimi yerde kurye zaman baskısıyla riskli manevralar yapıyor. Olayların sonunda kavga, hatta hastanelik yaralanmalar bile kaçınılmaz hale geliyor.
Peki aslında ne oluyor?
Türkiye’de Öfke Kültürü ve Motorlu Kuryeler: Trafikte Neler Oluyor?
Öfke Kültürü: Hepimizde Biraz Var
Türkiye’de trafikte sadece araçlar değil, öfkemiz de hızla hareket ediyor. Korna çalan, yol isteyen, sinyal vermeden sıkışan… Derken küçücük bir kıvılcım, büyük bir yangına dönüşüyor. Öfke kültürü tam da burada devreye giriyor:
-
Yol verme yerine “sen kimsin?” diyoruz.
-
Kaza riskini azaltmak yerine “haklı çıkmalıyım” diye direksiyona sarılıyoruz.
-
Karşımızdakini insan olarak görmek yerine, “engel” olarak görüyoruz.
Sonuç? Basit bir yol verme tartışması, bir anda yumruklaşmaya ya da Pendik’te yaşandığı gibi bir kuryenin ağır yaralanmasına kadar varabiliyor.
Kuryeler Niye Daha Fazla Hedef Oluyor?
Kuryeler bugün paket yemek sektörünün görünmeyen kahramanları. Ama aynı zamanda trafik öfkesinin de ilk hedeflerinden biri haline geldiler. Çünkü:
-
Zaman baskısı var: “Sipariş 30 dakikada gelecek” baskısı altında trafikte risk almak zorunda kalıyorlar.
-
Görünürlükleri yüksek: Motorlarıyla sürekli sürücülerin yanından geçiyor, aynalara dokunuyor ya da en küçük manevrada dikkat çekiyorlar.
-
Empati eksikliği: Onların da işini yapmaya çalışan, evine ekmek götürmeye çalışan insanlar olduğunu çoğu zaman unutuyoruz.
Popüler Kültürün Etkisi
Bir de işin sosyal medya boyutu var. Tartışmalar artık sadece trafikte yaşanmıyor; saniyeler içinde internete düşüyor, milyonlar izliyor. “Kurye şöyledir, sürücü böyledir” diye etiketlemeler artıyor. Toplumsal öfkemiz, trafikteki öfkeyi besliyor.
Çözüm Nerede?
Belki de çözüm çok karmaşık değil.
-
Empati: Karşımızdakinin de insan olduğunu hatırlamak.
-
Zamanı kutsamamak: Bir yemeğin 5 dakika geç gelmesi kimseyi öldürmez, ama hız uğruna bir hayat kaybolabilir.
-
Kurallar + Eğitim: Trafikte öfke yönetimi eğitimi, kuryeler için adil çalışma koşulları ve caydırıcı cezalar şart.
Bugün trafikte yaşadığımız kavgalara sadece “kurye-sürücü tartışması” olarak bakmak kolay. Ama bu olaylar aslında toplumsal bir ayna: Bizim öfke kültürümüzün aynası.
Ve unutmayalım, hepimiz aynı yolda gidiyoruz. Biraz sakinlik, biraz empati, belki de hayat kurtaracak.

1 Yorum
burak çevik
10-09-2025 08:24Yemeksepeti’nin sıkı teslimat süreleri, trafikte öfke kültürünü körüklüyor. Motorlu kuryeler zaman baskısı altında risk alıyor ve trafik kavgasına daha fazla maruz kalıyor. Bu sistem değişmezse hem kurye hem sürücüler için tehlike artacak.