Çay tiryakisi bir millet olarak, demliğe atılan çay yapraklarının o mis gibi kokusuyla büyüdük çoğumuz. Ama hayat hızlandıkça, pratiklik arayışımız da arttı ve karşımıza hazır poşet çaylar çıktı. Hızlı, kolay, çayı demledikten sonra posayla uğraştırmıyor... Peki ama bu kadar kolaylık, sağlığımızdan ödün vermemize neden oluyor mu? Hazır bitki çay poşetleri neden yapılıyor ve gerçekten zararlı olabilirler mi? Gelin, bu konuyu biraz inceleyelim.
Neden Poşet Çay? Modern Hayatın Dayatması!
Düşünsenize, sabahın köründe işe yetişme telaşındasınız. Demliği çıkar, çayı demle, süz, sonra da posayla uğraş… Hazır poşet çay tam da bu noktada devreye giriyor. Kaynar suyu bardağa dök, poşeti at, iki dakika bekle, hooop çay hazır! Zamandan tasarruf sağlıyor, temizlik derdi yok, ve her yerde kolayca içilebiliyor. Kısacası, modern hayatın hızlı temposuna ayak uydurmak için biçilmiş kaftan. Üstelik, tek tip çaylardan sıkılanlar için çeşit çeşit bitki çayları da poşetlerde mevcut. Papatya, ıhlamur, adaçayı, yeşil çay… Aklınıza ne gelirse!
Peki ya Sağlık? İşte Burada Durup Düşünmek Lazım!
Hazır poşet çayların pratikliği tartışılmaz ama iş sağlığa gelince, ortalık biraz karışıyor. İşte akıllarda soru işareti bırakan bazı noktalar:
* Poşet Malzemesi: Bazı poşet çaylar, plastik türevleri içeren malzemelerden yapılıyor. Kaynar suyla temas ettiğinde bu plastikler, suya kimyasal maddeler sızdırabiliyor. Düşük kaliteli naylon poşetlerden bahsediyoruz. Neyse ki artık birçok marka, mısır nişastası gibi bitkisel bazlı veya kağıttan poşetler kullanmaya başladı. Ama yine de satın almadan önce paketin üzerindeki bilgileri kontrol etmekte fayda var. Hazır bitki çay poşetleri, kaynar suya atıldığında mikroplastik salabiliyor! Çoğu poşet, kağıdı sağlamlaştırmak için plastik içeriyormuş ve bu plastik, sıcak suyla temas edince çaya karışabiliyor.
* Çayın Kalitesi: Poşet çaylarda genellikle, toz haline getirilmiş, kalitesi düşük çay yaprakları kullanılıyor. Bu da hem lezzetini hem de besin değerini etkiliyor. Düşünün, demlikte demlenmiş tüm yaprak çayın o muhteşem aromasına kıyasla, poşet çayın tadı genellikle daha soluk ve yavan kalıyor. Üstelik, toz halindeki çay, daha hızlı oksitlenmeye meyilli, bu da içindeki faydalı antioksidanların azalmasına neden olabiliyor.
* Pestisit Kalıntıları: Bazı araştırmalar, poşet çaylarda pestisit kalıntılarına rastlandığını gösteriyor. Bu da elbette sağlığımız için endişe verici bir durum. Organik sertifikalı çayları tercih etmek, bu riski minimize etmenin bir yolu olabilir.
* Eklenen Aromalar: Bazı poşet çaylara, daha çekici bir aroma vermek için yapay tatlandırıcılar ve aromalar ekleniyor. Bu da hem sağlığımız için iyi değil hem de çayın doğal tadını bozuyor. "Şeftalili Çay", "Çilekli Çay" gibi isimlere kanıp, içeriğini iyi okumadan almayın deriz.
Ne Yapmalı? Demliğe Dönüş mü?
Tabii ki poşet çay içiyorsanız hemen paniğe kapılmayın. Her şeyde olduğu gibi, burada da önemli olan denge ve bilinçli tüketim. Eğer her gün birkaç bardak poşet çay içiyorsanız, belki bu sayıyı azaltmayı veya daha kaliteli markalara yönelmeyi düşünebilirsiniz. Paketin üzerindeki bilgileri dikkatlice okuyun, plastik içermeyen, organik sertifikalı ve doğal aromalı çayları tercih edin.
En ideali tabii ki, demliğe geri dönmek ve tüm yaprak çay demlemek. Biraz daha zahmetli olabilir ama hem lezzeti hem de sağlığı açısından çok daha faydalı. Hafta sonları veya akşamları kendinize demlikte çay keyfi yapmaya ne dersiniz?
Hazır poşet çaylar pratik olabilir ama sağlığımız söz konusu olduğunda biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor. Bilinçli tüketici olarak, doğru seçimleri yaparak hem pratiklikten hem de sağlıktan ödün vermeyebiliriz. Çayınızın tadını çıkarın!
0 Yorum